28 Mayıs 2015 Perşembe

PK (PeeKay)



 

Gecen hafta hayatimda bir ilke imza atip, Bollywood dunyasina adim attim ve bir Hint filmi izledim. Iyi ki de izlemisim.

PK filmini uc ayri zamanda izlemis olmama ragmen, ilgimi hic eksik etmedigim ve her izledigimde yuzumu gercek anlamda gulumseten bir filmdi.. Konusunun siradisiligi bir yana, danslar ve muzikler oyle keyifliydi ki ! eminim Alpicco ile bu danslari yapmaya calisirken, gulumsemeleri icten kahkahalara cevirecegiz..

 Filmi izledikten sonra ogrendim, Aamir Khan; Hint sinemasinin en onemli isimlerinden biri.. Hatta dunyada oldukca genis bir izleyici ve hayran kitlesi bulunuyor. Filmin yonetmeni Rajkumar Hirani ise Hint sinemasinin degerli yonetmenlerinden ve PK; Hirani'nin bes yil ara verdigi sinema dunyasina geri donus filmi..

Film fantastik bir dram/komedi. Konusu; uzak bir gezegenden dunyaya gelmis bir uzaylinin, evine tek donus sekli olan kumanda aletini caldirmasi ve iki milyonluk kocaman bir sehirde bu aleti bulma cabalari uzerine kurulu.. Yabanci bir sehirde, ses ile iletisim kurmayi bilmeyen, ciplak ! ve garip davranislari olan bir uzaylinin hikayesini izlerken sasmadan, duygulanmadan ve de gulumsemeden duramayacaksiniz.. Hele ki, arayisin Hindistan gibi cok tanrili bir ulkede yasandigi dusunulurse..

PK, kumanda aletini ararken hep su cumle ile karsilasiyor; "sana ancak Tanri yarim edebilir". Peki cok tanrili ve inanc mozaigi genis olan Yeni Delhi sehrinde bu Tanri hangi Tanri ?? PK'nin Tanri'ya ulasma cabalari, bu cabalari safca sarfedisi ve arayislarinda yasadigi hayal kirikliklari izleyiciye neredeyse kusursuz anlatilmis. Film bir bakima, yonetmen Rajkumar'in yaptigi nefis bir inac elestirisi de sayilabilir ki usta yonetmen bunu da son derece hassas bir sekilde izleyice aktarmis.. Sorguluyor, sorgulatiyor, dusunduruyor, eglendiriyor ve uzerine ziyadesiyle mutlu ediyor..

Filmin en iyi cumlesi din tacirleriyle cevreli hayatimiza PK tarafindan yapilan cok yerinde bir gonderme ; "Sizin dunyanizda iki tane yaraticı var. Biricisi sizi yaratan yaratici, ikincisi sizin uydurdugunuz yaratici"..

Aamir Khan; sevmenin otesinde, izlerken icinize sokmak isteyeceginiz tatli mi tatli bir uzayli rolunde. Ona PK, yani PeeKay, yani Hince'deki anlami ile "sarhos" denmesinin nedeni; tavirlari, siradisi sorulari ve dusunce sekli.. PK oyle farkli ki, iletisim haline gectigi herkes onun fazla ictigini dusunup "sen sarhos musun" diye soruveriyor :) Anushka Sharma ise filmdeki esas kizimiz Jaggu rolunde.. Film boyunca onun heyecan kumkumasi davranislarini izlemek son derece keyifli. Jaggu'nun umutla baslayan ask hayatinin huzne donus hikayesi ile baslayan film, Jaggu'nun PK ile tanismasi ve sonrasinda da hikayelerinin bir sekilde kesismesi ile devam ediyor. 

Film hakkinda "yataginda akan nehir gibi" diye bir yorum okudum.. Sonra da "sonunda denize ulasiyor" diye dusundum.. PK; sinema dunyasina armagan edilmis en mutlu filmlerden biri. Hadi lafini pek sevmiyoruz ama heyecanlaninca guzel gidiyor.. "hadi" hemen izleyin.. ;)

iyi seyirler
lulu
xxx




4 Mayıs 2015 Pazartesi

FINDING VIVIAN MAIER


Bu aralar izledigim filmlere biyografik belgeseller karistirmaya calisiyorum lakin dunyaya gelmis ancak gecerken ardinda muthis izler birakmis ilham verici kisilikleri kesfetmek kelimenin en basit hali ile guzel.. Hem sizce de hedefe giden yolda adimlarimizi hizlandirmak icin ilham verici hayatlara ihtiyacimiz yok mu ??

En son izledigim ve beni derinden etkileyen belgeselin konusu; 1900'lu yillarin ikinci yarisinda Chicago'da yasamis ve cektigi fotograflar ancak olumunden sonra tesadufler sonucu ortaya cikmis bir kadinin hikayesi.. Bu kadin, gorunen meslegi cocuk bakiciligiyken aslinda olaganustu bir sokak fotografcisi olan Vivian Maier.

Maier; 50'lerden 90'li yillara dek Chicago'da yasiyor ve dadilik yaparak hayatini kazaniyor.. Yaninda calistigi ailelerin ve buyuttugu cocuklarin anlattiklarina bakilirsa; her ne kadar sefkat dolu oldugundan bahsedilse de aslinda son derece ice donuk, gizem sahibi ve zaman zaman da acimasiz bir kadin.

Hazirladigi tarih odevi icin Chicago'nun eski fotografcilarini arastiran John Maloof adindaki genc, bir acik arttirmadan Maier'in fotograf negatiflerinin oldugu bir koliye sahip oluyor. Bu koli sayesinde karsilastigi fotograflardan oyle etkileniyor ki; Maier'in tum negatiflerini bir sekilde bulup, satin aliyor ve kendine bir hedef koyup, Maier'in resimlerini dunya ile tanistirmaya karar veriyor. Dahasi flickr uzerinde fotograflarin muthis bir begeni aldigini gordukten sonra adeta hayatini bu yola adiyor.. John bir yandan Maier'in fotograflarini basip, sergilerde enfes geri donusler alirken, diger yandan da Maier'i daha yakindan tanimaya calisip, dunyadan gocup gitmis gizemli bir kadinin hayatini resmen kesfediyor. Iste belgeselde de tum bu kesif surecini John'un anlatimi ve yonetmenligi esliginde izliyoruz.. (John yonetmen koltugunu Charlie Siskel ile paylasiyor..)

Vivian Maier'in fotograf cektigini elbette tum aileler ve baktigi cocuklar biliyor ancak tek bir kisi bile bu ise tutku ile bagli oldugunun farkinda degil.. Zaten Maier'in bu isi nasil kendine sakladigini kaldigi evlerde ilk once kendi kapisina kilit koymalarini istemesinden anliyoruz.. Bu arada Maier tam bir biriktirici. Yalniz fotograf negatiflerini degil yasama dair eline ne gecmisse biriktirmis bir kadin.. Bu kismi cidden inanilmaz.. Neleri sakladigini gorunce insan saskinlik geciriyor.. John Maloof, Maier'in bu yonunu depo borclari nedeniyle esyalarinin acik arttirmaya cikartilmasiyla ogreniyor.

Belgeseli izlerken Vivian Maier'in Virginia Woolf'un "Kendine Ait Bir Oda" kitabini okuyup, tam olarak kendine ait bir oda yarattigini dusundum ! Bir dadi olarak ilgilenmesi gereken cocuklar, ev temizligi ve ev sahiplerinin istekleri yaninda kendine bu ozgur alani tanimis olmasi ne kadar ilham verici degil mi ? Peki, Vivian neden eserlerini insanlarla paylasmak yerine, gizli tutmayi tercih etmisti ? Bu noktadan baktigimizda; John Maloof onun kendine ait yarattigi alanin sinirlarina izinsiz ve saygisizca girmis mi oluyordu ? Acikcasi bu tip etik soru isaretlerimi; John'un zorluklara karsi asla yilmayisi ve edindigi maddi kazanclari Maier'in fotograflarini dunyaya kazandirmak adina surekli sanata yatirdigi gercegi ile yok ettim. Ayrica fikrim cok nettir ki; bu fotograflarin kolilerde sakli kalmasi insanlik adina buyuk bir haksizlik olurdu !

Her nasil yorumlanirsa yorumlansin Maier'in kendi tercih ettigi hayati yasamis olmasi bana gore takdir edilesi bir durum.. Tutkuyla bagli oldugu fotografcilik meslegini yapabilmek icin kendine layik gordugu meslegin bakicilik olmasi kesinlikle tesaduf olmamali diye dusunuyorum.. Olaganustu gozu olan gizli bir fotografci icin dunyayi daha cok gorebilecegi bir meslek secmekten daha dogru ne olabilir ki ?? 

Gulumseten detay : Aynadan kendi fotograflarini cekme konusunda cok istikrarli olan Vivian'in gunumuz selfiecilerinin bir bakima anasi oldugunu gormek.. :)

 Rolleiflex fotograf makinene saglik pek sevgili ve pek "eksantrik" Vivian Maier. 
www.vivienmaier.com 

iyi seyirler
lulu
xxx