23 Haziran 2015 Salı

INSIDE OUT


Gectigimiz Cumartesi gunu Alpico'nun arkadaslariyla "Inside Out" filmi icin spontane bir organizasyon yapip, sinemaya gittik. Aslina bakarsaniz, hava guzeldi ve aklimdan "bu havada sinema ne kadar iyi bir fikir acaba" dusuncesi geciyordu ama kendime "bu bir Pixar filmi" ! diye minik bir hatirlatma yapip bu dusunceyi aklimdan uzaklastirdim. Iyi ki de oyle yapmisim.. Filmden ciktigimdan beri gordugum her anne-babaya filmi tavsiye edip duruyorum :)

"Inside Out" yani Turkce adi ile "Ters Yuz" Pixar Animation Studios'un yeni filmi.. Gecmisinde; Finding Nemo, Ratatouille, Wall-E ve izleyen herkese ucma hayalleri kurduran "Yukari Bak" gibi olaganustu yapimlar bulunan Pixar; her ne kadar giselere Ters Yuz ile -ilk kez- ikinci siradan girmis olsa da, bu kesinlikle filmin basarisizligi degil aksine Jurassic World filmine duyulan asiri heyecandan kaynaklaniyor.. Diyecegim su ki ; kotu is nedir bilmeyen Pixar bence yine harika bir is cikarmis ve gunumuz anne-babalari icin hassas olan bir konuyu dokunakli bir sekilde renklendirmis..

Pixar, Ters Yuz filminde sahneyi duygulara birakiyor ve bizi zihnimizin ya da daha cok cocuklarimizin zihninin icine goturuyor..

Ailesi ile kirsalda mutlu ve sosyal bir yasami olan Riley; buyuk sehre tasiniyor ve kendi icinde bu tasinmanin getirdigi tum duygusal karmasalari yasiyor.. Yeni ev, yeni okul, yeni bir hokey takimi... Kucuk bir yurek icin agir bir degisim ! 

Filmin ana karakterleri; Nese, Korku, Tiksinti, Uzuntu, Ofke ve Maskaralik. Riley'in icinde yasayan ve bulunduklari duygu merkezindeki kontrol panelinden Riley'in verecegi tepkileri kontrol etmeye calisan bu nefis karakterler; hayatinda ciddi degisimler yasayan Riley'in yeni yasam sekline alisma cabalari karsisinda pek de kolay seyler yasamiyorlar ! Hatta zaman zaman isler iceride tam olarak raydan cikiyor ! Neyse ki; Nese, Riley'in en onemli duygusu ve iceride onun icin adeta bir kurtulus mucadelesi veriyor..

Ters Yuz; muthis guzel, muthis dokunakli ve zaman zaman kahkahalar atip, zaman zaman da gozyaslarinizi ozgur birakabileceginiz bir film.. Cocuklarinizin duygularini daha iyi analiz edebilmek ve film sonrasi karsilikli duygu degerlendirmesi yapabilecek olmak da filmin en guzel iki yani olabilir !

Cocugunuzu kucaklayip, vakit kaybetmeden izleyin derim ! 

Iyi seyirler
lulu
xxx

12 Haziran 2015 Cuma

Deux Jours, Une Nuit / Iki Gun ve Bir Gece


 

Marion Cotillard'in Ayhan abicigimin tabiri ile resmen hastasiyim.. :)

Tim Burton yapimi muhtesem film "Big Fish" ile baslayan bu hastalik ozellikle -daha once blogda da yazdigim- Jeux D'enfants yani Cesaretin Var mi Aska ? filmi ile adeta doruklara ulasti.. Marion, Jeux D'enfants sonrasi sinema dunyasinda ciddi bir farkindalik uyandirdigi "La Mome" filminde unutulmaz bir Edith Piaf rolu oynadi ve izleyen herkesin ilgisini uzerine bu film sayesinde cekti.. Zaten ilk Oscar heykelcigini de bu roluyle kapmisti ! Es gecmenin ayip olacagi ve hepimize Toskana'da ev hayali kurduran "a good year" performansini da sanirim filmi izleyenler cok iyi hatirlayacaktir..

Benim kisisel sevgim ise; Marion'un Fransiz olmasi ve ingilizceyi asik olunasi bir aksan ile konusuyor olmasi kaynaklidir.. Dolayisiyla bu yil anonsu yapilan, "Kucuk Prens" filminde seslendirecegi "la Rose" karakterine en cok sevinenlerden biri de benim. :)

Bu arada her ne kadar sinema dunyasi Cotillard'in oyunculuk kariyerinin "Taxi" filmi ile yukselise gecmis oldugunu kabul ediyor olsa da; ben bu fikre sicak bakamiyor ve onu sinemanin populer kultur islerinin icinde gormeyi reddediyorum. O nedenle de oyunculuk olarak son ve en iyi islerinden biri olan "Iki Gun ve Bir Gece" filmini apayri seviyorum.. Akademi de gectigimiz yil onu bu filmdeki rolu ile "en iyi kadin oyuncu" dalindaki adaylar arasina dahil etmisti.. Cottillard'i adaylar arasinda gormek, kazanma ihtimalinin dusuk oldugunu bilsem de -diger adaylari ve oyunculuklari dusununce- keyifli bir gulumsemeydi.. 

Original adi "Deux Jours, Une Nuit" olan film; fabrika iscisi olan iki cocuk annesi Sandra'nin hikayesini anlatiyor.. Filmin konusu ve akisi tam olarak hedefine ulasip, beni gercek anlamda bunaltmis olsa da Cotillard'in cikarttigi oyunculuk hem akademi adayligini hem de alkislari kesinlikle haketmis diyebilirim !

Sandra; ciddi bir depresyon gecirmis ve yaz aylarinda isinden uzak kalmis bunalim otesi bir kadin.. Isine geri dondugunde ise onu sevimsiz bir surpriz bekliyor lakin patronu calisan kadrosu bir kisi eksik oldugunda islerin yolunda gittigini farketmis. Bu farkindalik sonrasi ise soyle bir karar almis: ya Sandra isten cikartilacak ya da kalan calisanlar aldiklari ikramiyeden vazgececekler.. Bu onerinin oylama sonucu da 14'e 2 !

Bu pek acayip durum karsisinda Sandra patronundan hafta sonu icin ona zaman tanimasini ve Pazartesi sabahi yeniden oylama yapilmasini istiyor.. Esi ve en yakin is arkadasinin iknalari sonucu diger is arkadaslari ile tek tek gorusecek olan Sandra acaba oylama sonucunu degistirebilecek mi ?

Peki siz icinde bulunduklari zorluklari ogrendikce ikna edilmesi neredeyse imkansiz gorunen kisilerle Sandra'nin gecirdigi her yuz yuze gorusmenin stresine hazir misiniz ? 

Gozyasi ve sinir krizleri arasina sikisan minik minik gulumsemeler..
Iki Gun ve Bir Gece; insani duygularin ekonomik zorluklarla carpistigi etkileyici bir film.. Marion Cotillard ise adeta roluyle butunlesmis bir oyunculukla karsimizda..
Bence bu performans kacmamali..

iyi seyirler
lulu
xxx