9 Aralık 2015 Çarşamba

THE IMPOSSIBLE


Felaket filmlerini pek sevemedim lakin bende onlari izleyecek yurek hic olmadi :) Izledigim bir kac felaket filmi varsa, onlari da mutlaka farkli bir senaryo ile one ciktiklarindan izlemisimdir.. (Perfect Sence mesela..) Dolayisiyla 2012 yili filmlerinden The Impossible'i normal sartlarda izlemeyi dusunmezdim bile.. Ama izlemek icin iki onemli neden buldum. llki Ewan McGregor'in bir baska performansini izlemek, ikincisi ise gercek bir hikaye olusu !

2004 yilinda Hint Okyanusu'nda benim de cok net hatirladigim bir tsunami felaketi yasanmisti.. Saniyorum ki Tayland'in yasadigi en buyuk dogal felaketti ve ulkenin batisindaki kiyi seridini neredeyse yok olmustu.. The Impossible o felaketi yasayan bir ailenin gercek hikayesini anlatiyor.. Filmin basrollerinde (bence muthis bir performans gosteren) Naomi Watts, Ewan McGregor ve de Tom Holland var. Filmin yonetmeni ise Ispanyol J.A. Bayona. (Bayona, 2007'de Ispanya tarihinin en yuksek hasilatli filmi olan "The Orphange"i yaparak, gelmis gelmis en basarili Ispanyol filmine imza atmis..)

Film; uc cocuklı sirin bir ciftin Noel tatili icin Tayland'a gidisi ile basliyor.. Ucak inise gecmeden evvel aile arasinda gecen kisa diyaloglari izliyoruz.. Bu sahnelerin en ilgi cekici noktasi buyuk ogullari Lucas'in kardeslerine olan ilgisizligi.. Aile oteline variyor, yerlesiyor ve aksam yemegi sonrasi Noel icin hazirlanan ve klasik bir uzak dogu gelenegi olan fenerleri gokyuzune saliyorlar.. Bu sahne muthis etkileyici.. Insanin kocaman bir aileye sahip olasi geliyor :) 

Noel sabahi ise aile hediye mutlulugunu paylasip, havuz kenarina iniyor. Baba cocuklari ile havuzda top oynarken tuhaf bir ses ve ruzgarla irkiliyorlar ve dev bir dalganin sahilden uzerlerine dogru gelisi ile hayatlarinin en korkunc anini yasiyorlar.. Bu sirada baba kucuk ve ortanca cocuklari ile beraber havuzda, buyuk oglu ise kacan topu almak icin havuzun disina cikmis durumda. Anneleri de havuz kenarinda ancak onlardan ayri bir noktada bulunuyor.. Sonrasi inanin izlerken bile dayanilmasi zor dakikalar.. Sel sulari arasindan yuzeye cikabilen anne ve Lucas'in bir sekilde birbirlerinin sesini duyusu.. yan yana gelebilmek icin verdikleri inanilmaz mucadele.. Ve, doganin tanimlanamaz ofkesi... Gozyaslarinin kontrolsuzce aktigi, kalp atis hizimizin hic yavaslamadigi dakikalar bunlar..

Lucas guclu ve zeki bir cocuk.. Ciddi bir yaralanmasi yok ancak annenin yaralari oldukca ciddi.. Oyle ki; Lucas annesine bakmaya dayanamadigindan onden yurumeyi tercih ediyor.. (bu sahnede muthis bir sefkat var..) Sular durulup anne ve ogul bulustuktan sonra, sevginin gucunu de kullanarak ve bunu bize de cok net hissettirerek, kurtulus yollari ariyorlar.. Hatta kucuk bir cocugun daha kurtulusunu sagliyorlar ve bir yardim eli gelene dek buyukce bir agacin dallarina siginiyorlar.. 

Lucas ve anne bu sirada aci da olsa Thomas, Simon ve babalarinin hayatta olmalarinin imkansizligi ile yuzlesiyorlar.. Bu aci onlari birbirine ve hayatta kalmaya daha da yaklastiriyor lakin "kim ve ne icin?" hayata tutunmalari gerektigini ikisi de cok iyi hissedebiliyorlar.. Annenin cocuklari icin meslegini askiya almis bir doktor olusu ise yaralarina karsi bilincli davranmasini sagliyor ki boylece bir sekilde hastaneye ulasana dek hayatta kalabilecek gucu kendisinde buluyor.. 

Film; baba yani Henry bolumune gectiginde ise hikaye bambaska bir yone kayiyor ve huzunlu, caresiz ve aci bir secime sahit oluyoruz.. Ancak babanin inatciligi ile ailesini yeniden bir araya getirisi ve o ana gelinceye dek devam eden sahneler cok cok etkileyici..

The Impossible izlemeye deger bir film.. Belki korkunc goruntulerle dolu, oldukca gergin bir izleme olacak ancak duygu akislari gercekten muthis ! Anne-ogul iliskisi ya da babanin ailesi icin direnisi ruhunuza iyi gelecek.. O nedenle bir felaket filmi degil de, gercek bir felaketin beraberinde getirdigi bir casaret masali izleyeceginizi dusunmekte yarar var !

Iyi seyirler,
lulu
xxx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder